Bu Blogda Arayın

21 Mart 2017 Salı

Sivilce

Her nasılsa ya da niyeyse ortaokuldan liseye geçtiğim yıl benim alnımı sivilce basmıştı. Ailede herkes pamuk gibi, ciltler kaymak ama ben bir sivilce abidesi haline geldim. Yüzümde değil sadece alnımda gelincik tarlası gibi bir alan oluştu. Bakılacak gibi değil.

Hadi ben üzülüyor sıkılıyorum ama anne babam da olayı epeyce üzüntüyle karşıladı. Doktor, ilaç, haplar, solüsyonlar katiyen düzelme olmuyor. Cüzzamlı gibi birşeyim. Kahkül kestirdik alnımızı kapatıyoruz ama o daha zarar veriyor bölgeye, havayla teması kesmeyeceksin. Saç telleri değmeyecek falan. Ters etki ile birbirini körüklüyor vahşet.

Bu böyle bir yıl kadar devam etti, düzelme yok, iyileşme yok üst üste çıkıyor sivilceler, iltihap, yara, kabuk dayanılmaz durumdayım. Olayın “kompleks yaşama” kısmını atladık gerçekten feci acı çekiyorum. Sonra bir gün bir mucize oldu, olaya tanık olan bir akrabamız aldı beni eline, bir limonu sıktı bir kaseye, elinde pamuk batırıp batırıp alnıma sürdü. Bu sabah akşam yapıldı bana. Alnım muşamba gibi oldu hissizleşti. Sürekli limonlamıyorum, limon kuruyunca da pudra sürüyoruz.

Cilt gerildikçe geriliyor, adeta şeffaflaştı, ben artık bundan dönüş yok, yüzümde kalıcı izler taşıyan bir yaratık olarak devam edeceğim hayatıma diye kabulleniyorum olayı. Kader böyleymiş ne yapalım.


Limon kürünün bir aylık devamı sonucunda benim alnım deri değiştirdi. Birden bire düzgün bir zemin oluşuverdi. Hayret bir şey ama yaralarım düzeldi. Şimdi alnımda o günlerden kalan çok ince izler var ama bir daha iltihap gölcüklerine maruz kalmadım. Ne zaman yüzümde sivilce çıksa “fena mı ne güzel genç gösteriyorum” diyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder