Her nasılsa ya da niyeyse ortaokuldan liseye geçtiğim yıl
benim alnımı sivilce basmıştı. Ailede herkes pamuk gibi, ciltler kaymak ama ben
bir sivilce abidesi haline geldim. Yüzümde değil sadece alnımda gelincik
tarlası gibi bir alan oluştu. Bakılacak gibi değil.
Hadi ben üzülüyor sıkılıyorum ama anne babam da olayı epeyce
üzüntüyle karşıladı. Doktor, ilaç, haplar, solüsyonlar katiyen düzelme olmuyor.
Cüzzamlı gibi birşeyim. Kahkül kestirdik alnımızı kapatıyoruz ama o daha zarar
veriyor bölgeye, havayla teması kesmeyeceksin. Saç telleri değmeyecek falan.
Ters etki ile birbirini körüklüyor vahşet.
Bu böyle bir yıl kadar devam etti, düzelme yok, iyileşme yok
üst üste çıkıyor sivilceler, iltihap, yara, kabuk dayanılmaz durumdayım. Olayın “kompleks yaşama” kısmını atladık
gerçekten feci acı çekiyorum. Sonra bir gün bir mucize oldu, olaya tanık olan bir
akrabamız aldı beni eline, bir limonu sıktı bir kaseye, elinde pamuk batırıp batırıp
alnıma sürdü. Bu sabah akşam yapıldı bana. Alnım muşamba gibi oldu hissizleşti.
Sürekli limonlamıyorum, limon kuruyunca da pudra sürüyoruz.
Cilt gerildikçe geriliyor, adeta şeffaflaştı, ben artık
bundan dönüş yok, yüzümde kalıcı izler taşıyan bir yaratık olarak devam
edeceğim hayatıma diye kabulleniyorum olayı. Kader böyleymiş ne yapalım.
Limon kürünün bir aylık devamı sonucunda benim alnım deri
değiştirdi. Birden bire düzgün bir zemin oluşuverdi. Hayret bir şey ama
yaralarım düzeldi. Şimdi alnımda o günlerden kalan çok ince izler var ama bir
daha iltihap gölcüklerine maruz kalmadım. Ne zaman yüzümde sivilce çıksa “fena
mı ne güzel genç gösteriyorum” diyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder