Çok yeniyiz Yarımca’da
Evet yazın cennetteyiz ama kışlar o kadar güzel değil
Yazın her haftasonu ev dolup taşıyor, zeytinyağlıları
börekleri, köfteleri, kızartmaları yapan, nevaleyi de alan paketleyip arabaya
atıyor ve yola düşüyor, “cennette yaşıyorsunuz” edalarıyla bizi yalnız
bırakmıyordu ama kışın pisti. Tek güzel olan şey kestanelerdi. Yine çalı çırpıdan
yakılan ateş, minik közler ve üzerine atılan paslı teneke. Kestaneleri
diziyoruz bir güzel hatta teneke yoksa doğrudan köze gömüyoruz. Sabırla
pişmesini bekliyor, sonrasında afiyetle yiyoruz.
Yine böyle bir gün ben eve gelirken, duvarla yol arasındaki
yere dökülmüş inşaat atıklarının üzerinden geçiyorum, mecburum çünkü, o
yıllarda belediye hizmetleri şimdiki kadar bilinçli değil. İnşaat cürufu hiç
rahatsız etmiyor insanlığı. Ayağım burkuluyor ve düşüyorum. Üzerine düştüğüm
şey de kırık bir klozet, bacağımı dizimin hemen altından kesiyor, kemiğe kadar
ve ben 44 yıldır o kesiğin izini taşıyorum.
Karga tulumba hastaneye götürülüyorum ve tetanos iğnesi
oluyorum karnımdan. İşte bu benim iğne ile ilişkime son verdiğim olaydır. Hala
iğne olmamak için pazarlık yaparım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder