Bu Blogda Arayın

16 Mart 2017 Perşembe

Tetanos

Çok yeniyiz Yarımca’da
Evet yazın cennetteyiz ama kışlar o kadar güzel değil

Yazın her haftasonu ev dolup taşıyor, zeytinyağlıları börekleri, köfteleri, kızartmaları yapan, nevaleyi de alan paketleyip arabaya atıyor ve yola düşüyor, “cennette yaşıyorsunuz” edalarıyla bizi yalnız bırakmıyordu ama kışın pisti. Tek güzel olan şey kestanelerdi. Yine çalı çırpıdan yakılan ateş, minik közler ve üzerine atılan paslı teneke. Kestaneleri diziyoruz bir güzel hatta teneke yoksa doğrudan köze gömüyoruz. Sabırla pişmesini bekliyor, sonrasında afiyetle yiyoruz.


Yine böyle bir gün ben eve gelirken, duvarla yol arasındaki yere dökülmüş inşaat atıklarının üzerinden geçiyorum, mecburum çünkü, o yıllarda belediye hizmetleri şimdiki kadar bilinçli değil. İnşaat cürufu hiç rahatsız etmiyor insanlığı. Ayağım burkuluyor ve düşüyorum. Üzerine düştüğüm şey de kırık bir klozet, bacağımı dizimin hemen altından kesiyor, kemiğe kadar ve ben 44 yıldır o kesiğin izini taşıyorum.


Karga tulumba hastaneye götürülüyorum ve tetanos iğnesi oluyorum karnımdan. İşte bu benim iğne ile ilişkime son verdiğim olaydır. Hala iğne olmamak için pazarlık yaparım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder