Bu Blogda Arayın

8 Nisan 2017 Cumartesi

YARIMCA anısı değil ama

Yıl 1997 olmalı
BEKO Elektronik'te ilk yıllarım
Bölüm arkadaşımın grubuyla yemeğe gidiyoruz.

Ramazan ayı, o zaman ramazan kışa rastlıyor, iftar çok erken saatlerde, hatta mesai saatine denk geliyor, ben de kolaycıyım o birkaç yıl oruç tuttum yarım yamalak, iftarı yapıyorsun eve gidince tekrar yemek yiyebiliyorsun, olay inanılmaz pratik.

Cennetliği yaptıktan sonra ara verdik o işlere, hesabı öte tarafta kapatacağız Allah'ın izniyle

Her neyse

İyi para kazanıyoruz mühendis olarak, gazı köklüyor sonuna kadar da harcıyoruz.
Felsefem dünyanın malını dünyada yiyeceksin, kefenin cebi yok!
Kim ve ne için biriktireceksin ki?

Durun patlatıyorum, gittiğimiz yer SARNIÇ, Sultanahmet'te Soğuk Çeşme Sokak'ta olağanüstü lüks ve turistik bir yer. Mekan çok şık, yiyecekler enfes, fiyatlar ise, yapmayın telaffuz dahi edemem; Allah affetsin, şimdi olsa yapmam ama ne bileyim gençlik işte. Gençlik hatası diyelim.
Yalnız bende o yıllarda bordo bir ikinci el Fairway var.
Sultanahmet'e benim arabayla gittik, arabayı sokağın oradaki otoparkta bıraktık. Ramazan ve kış olduğu için meydan çok tenha, biz de vakit geçsin diye meydana çıktık biraz dolanıyoruz arkadaşımla.

Tam caminin olduğu tarafta kaldırımdayken sağ kolumda öyle bir yük hissettim ki, sanki kolum koptu. Baktım kolum yerinde ama çantam yok. O an anladım ki herifin biri çantamı kaptı ve kafamı kaldırdım ki, meydana doğru kaçıyor.
Durur muyum çığlık çığlık bağırarak kovalamaya başladım
Arkadaşım telaş içinde arkamdan bağırıyor ama duyan kim
İşte o an teravih namazından çıkan bir kalabalık doldurdu ortalığı, ben hala adamın peşindeyim, fişek gibi ilerliyorum.
Bomboş olan meydan bir anda insanla doldu ve bir de benim çığlıklarımla!
Herkes hareketlenince adam çantayı parktaki bitkilerden birinin dibine fırlattı ama kaçamadı yakaladılar. Bu arada birisi de çantamı almış yerden bana getirdi.

Eskiden çok hızlı koşardım, hem de epeyce hızlı, kimse yetişemezdi, bacaklarım çok kuvvetliydi. Kısacası bunun bir de karakol hikayesi var ama o ayrı bir hikaye.
Karakoldan sonra yemeğimize gittik, keyifle bir gece geçirdik.

Karakolda ayna varmış ayrıca, mavi badanalı duvar ve boydan boya ayna. Veeeeeeeee komiser Trabzonlu 😉

Fotograf : Sevgili arkadaşım Semiha Kubat tarafından 2007 yılında Soğuk Çeşme sokakta çekilmiştir


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder