Bu Blogda Arayın

5 Ekim 2019 Cumartesi

Bahariye Banktaki Teyzeler (2018)


Bahariye Caddesi’ndeyim, geçen yıl olsa gerek, 2018’in sonu gibi… Tramvay yolundan ters yönde yürüyorum ki bu benim rahat yürüme yöntemim, karşıdan araba gelince kenara çekiliyorum, yol boşken rahat rahat kimselere çarpmadan, kimseler de bana çarpıp ayaklarıma basmadan yürümek için geliştirdiğim bir yöntem bu. Tramvay geliyorken de önce fotoğraf çekiyorum sonra hemen kenara zıplayarak çekiliyorum.

O gün de benzer şeyi yaptım tam Aya Triada Kilisesi’nin hizasındayım ki tramvay yaklaştı ben de kendimi kaldırıma attım. Caddede kaldırımda 10 metre arayla oturma bankları var. Kilisenin duvarına bitişik bankta oturan üç teyzeye gözüm ilişiyor. Bu teyzeler 60-65 yaşlarında hatta kesin 65’ler. Uzun etekleri, üstünde uzun kollu desenli pamuklu bluzları ve bir de yelek giyinmiş tipik Türk teyzeleri formundalar. Başlarında tülbent örtüleri var, saçlar önden azıcık görünüyor, görünen kısmın birazı kınalı, boyunlarının altından bağlanmış yemeniler bunlar ve en sağdaki teyzemin (hatta artık abla desem daha doğru olur, taş çatlasa benden 15 yaş büyüktür) elinde bir harita metod defteri var. Göz ucuyla bakıyorum deftere, inanamıyorum. Bizim ilkokulda güzel yazı derslerinde gördüğümüz ve yaptığımız gibi aynı cümle alt alta defalarca yazılmış ama yazı da inci gibi.

Hemen anlıyorum, kadın yazma öğreniyor. Yaklaşıyorum ve hafifçe sarılır gibi yaparak; “aman senin ne güzel yazın var öyle” diyorum. Aslında ne diyeceğimi de bilemiyorum, yıl olmuş 2018 ve hala okuma öğrenen var diye de üzülüyorum, kadını utandırmak istemiyorum, artık tahmin edin durumumu; ne şebeklik yapacağımı bilemeyerek debeleniyorum. Yalnız kadın çok samimi, beni rahatlatıyor, debelenerek ölmekten kurtarıyor.

-             - Ben okuma-yazma kursuna gidiyorum
diyor…

-             - Aaaaa sahi mi nerede bu kurs
-             - Okulda, ilkokulda
-             - Ah ne kadar güzel, yahu sen şimdiye kadar öğrenmemiş miydin
-             - Yok yok nereden öğreneceğim, babam göndermedi, kocam ne gerek var dedi, çocuklar sıkıldı, torunlar bile öğretmedi, yalvardım yalvardım hep yaya kaldım
-             - E olsun bak şimdi öğreniyorsun ne olacak ki
-             - Olur mu, okutmadılar beni, cahil kaldım, hep utandım
-             - Gazete dergi kitap okursun boşver, zaten gençliğinde okuyacak zaman bulamazdın şimdi zamanın bol sürekli okur yazarsın
-             - İnşallah

dedi…

Öylece kalakaldım, bir kadına bu nasıl yapılır, hatta geçtim kadını falan bir insana bu yapılır mı? İnsan ne yapar eder bu kadının okuma-yazma öğrenmesini sağlar, oturur kendi öğretir. Yok işte yapılmamış. Çocuklarını da kınadım, evlat işte, doğurmak için kendimizi öldürdüğümüz şeylerin umurunda bile olmayabiliyoruz. Hiçbir şey için geç değildir demek istiyorum ama demeyeceğim. Çok GEÇ ÇOK