Bu Blogda Arayın

2 Ekim 2018 Salı

RayBan (80ler 90lar)


bugün yürüyerek daha kısa sürdüğü için evimden çıktım nautilus ve koşuyolu caddesinin başına yürüdüm sadece 6,5km tutuyor birşey değil.
yürürken müzik dinlemeyi sevmiyorum çok tehlikeli istanbul trafiğinde
kafamdan eskiler geçti, çünkü hava aşırı sıcak ve pis bir eylül güneşi gözleri deldiğinden aklıma geldi anlatayım;
bakın şimdi hoşunuza gidecek
RayBan gözlükler yıl 83-84 felan... RayBan'in topgun filmi yüzünden dünyayı bize dar eden pilot gözlüğü modeli asrın kasırgası gibi esiyor, aman yarabbi...türkiye şimdiki gibi değil bunlar hayal!...film 1983 tarihlidir ama biz türkiyede 86 falan gibi müşerref olabildik, fotograflardan biliyoruz olayı, dergilerden mergilerden.. her neyse ... bizim kuşak pilot gözlüğü peşinde (laf aramızda hala pek havalıdır) kafayı yiyeceğim getirtmeye çalışıyorum, neyse S.Arabistan'da çalışan kuzenim oradan getirdi hem kendine hem bana 500dolar civarı bir para... sonra köşeli diktörtgen pilot gözlükleri moda oldu (aslen klasik pilot gözlüğü bunlardır ya boşver). Çok masküler olduğundan ben almadım, o zamanlar çalışıyorum iyi de para alıyorum; kemikçerçeve RayBan'ler yıkılıyor onların peşindeyim... çat 750dolar verip alıyorum... paralara bak... hakkından geldiğim bu gözlüğü 6 yıl kullandıktan sonra 99 yılı mı ne Doğubanka gidiyoruz bir arkadaşla ben en ucuz modeli istiyorum bu sefer 400dolar!  O gözlüğü de 8-9 yıl kullanıyorum ve ortadan çatırt diye ikiye ayrılınca gözlüksüz kalıyorum.

Ogün bugündür güneş gözlüğüne verdiğim paralara çok acıdığımdan ve kendimi asla affetmediğimden işporta 35-40tl.liklere takılıyorum... güzele herşey yakışır 
RayBan'den başka güneş gözlüğü almam o da ayrı mesele

26 Eylül 2018 Çarşamba

Böğürtlenler (1980.ler)

Yarımca'da oturduğumuz sitenin önünde dere vardı derenin ötesi de Yarımca-Seramik (Porselen) fabrikasının lojmanlarına kadar uçsuz bucaksız ben diyeyim 1 hektar siz deyin 5 hektarlık alan Zeytin, Muşmula, Ayva, Ceviz ağaçlarıyla kaplıydı ve bütün boşluklar yabangülü ile böğürtlen dikenleriyle doluydu.

O yaban gülleri BÜLBÜL'lerin eviydi ki bahar aylarında konserlerini dinlemekten helak olurduk, böyle bir ses olamaz... 


Çocukken derenin hemen öte kıyısında sebze bahçemiz olurdu domates biber fasulye maydanoz gibi basit şeyler ekilirdi, pazardan gidip alınırdı fideler nisan mayıs aylarında... ha bir de kurusoğan gömülürdü ki toprağa yeşil soğanlar yetişsin diye, o soğanları ekmekle yemek inanılmazdı (ben şu anda soğan yiyemiyorum vücudum tepki gösteriyor sindiremiyorum artık ne tohumuysa yetişen soğan değil başka birşey, benim bünye kabul etmediğine göre bildiğin muşamba)


Her neyse bugün Kadıköy'ün İbrahimağa Bölgesinde Tepe Nautilus AVM.nin yanında o böğürtlenleri görünce aklıma geldi, sağolsun Esra Taşkın Gündoğ da hatırlattı bana... hey gidi günler hey


NOT: Şimdi o bölgede evlerden başka birşey yok ama derenin hemen ötesindeki boş alana dokunulmamış PARK olarak duruyor gerisi beton... Allahtan evler en fazla 3-4 katlı