Hayatım
Kadıköy Çarşısı, Fenerbahçe, Çengelköy aksında geçiyor 😊 farkında olmadan küçücük bir
ülkede yaşıyor pozisyonuna indirgedim galiba olayı, azıcıklık MUTLULUKMUŞ bunu
keşfettim... umarım başka küçücük bir yerleşimde daha da ufaltırım hayatımı...
niye mi yazdım?
Akşama
doğru aklıma geldi yufka almayı unutmuşum, koştum Bahariye'ye... maaşımın da
yarısını almamıştım; PTT.den, emekli maaşım o kadar çokki ATM tek seferde
çekmeme izin veremiyor. Yufkacının önünden geçtim, çaktırmadan içeri baktım,
yufka var, "e elime yük olmasın bari gidip maaşı çekeyim de dönüşte
alırım" dedim, saat 16.30 felan... PTT.ye gittim paramı çektim, döndüm
aynı yoldan ve girdim EVCE'ye... 6 tane yufka verir misin dedim, adam gülmeye
başladı !?!?!
"Ah
be ablacım demin geçerken alaydın ya, yufka bitti?!?!?!?"
haydaaaaaaaaaaaaaaaa
AYYYY KİM
ALDI BENİM RIZKIMI dedim gülerek
bu arada
şunu anladım, herkes birbirini farkında burada sokaklarda, bu çok hoşuma gitti
"dur
ya bir sorayım getirteyim sana" demesin mi
""yok
valla bir daha çıkamam hava çok sıcak, kısmet değilmiş"" diye uzadım
evin
yolunu uzattıp, taaaaaaaaaaaaaaaaa aşağıdaki yufkacıya kadar gittim... giderken
de manavın tezgahındaki çilekleri gördüm 1kg alıverdim, akşam akşam ne işlere
kalkıyorum, kudurdum mu ne!!!
Yufkacıya
geldim, içeri girdim (Birlik Yufka-Mantı)
"yufkan
kaldı mı?" diye sordum haliyle, "var mı" demiyorum KALDI MI
diyorum.
Adam
güldü, az önce iptal olan bir sipariş vardı o yufkalar duruyor demesin mi!
hey
Allahım yaaaaa, 6 tanesini ben aldım ve hemen eve dönüp çilekleri suya batırıp
tahinli çörekleri hazırladım... arkadan reçel için çileklere döndüm, çilekler
süzülürken çöreklere geri dönüp şekil verdim, hepsi bitti fırına attım...
çileklerimi şekerleyip ocağa koydum.
(EŞ
ZAMANLI MÜHENDİSLİK PATLATIYORUM)
o arada
çay demledim... saat 18:20 de çörekler pişmişti, fotografları çekildi...
çilekler ise son derece yavaş bir şekilde reçele dönüyor..